Bir ipeğin ruhunu ellerinin arasına alıp öptü. Nefesi yabancı bir nefesin yanında yürüdü Rob`un. Damarları akü uzun uzun. Vadilerin kıvrımlarında titreyip duran ırmakların, denize dokunduklannda ölmeleri gibi serin oldu herşey.Elinde uzun bir değenekle yürüdü Robinson yerin üstüne basa basa. Sonsuz şaşkınlığını dindirecek birşey bulmak için bakmıyordu. Hafızası keskin bir sızıyla kamaşmış ve bütün varlığı kırılıp dökülmüştü. Yürüdü. Günlerin ortasından, patikaların ortasından, hayretten irkilip ...